Afganistan’da, dünyanın geri kalanında yasaklanmış olan hayvan dövüşlerini bugün bile görmek mümkün. Son yıllarda Afganistan’da da yasaklanmasına rağmen kültürlerinde derin izleri olan, büyük bahislerin de döndüğü köpek dövüşleri veya deve güreşleri, horoz dövüşleri, bıldırcın dövüşlerini hala bazı yerlerde izleyebiliyorsunuz. Afganlar aynı zamanda kuş meraklısı bir millet. Afganistan’ın başkenti Kabil’deki meşhur kuş pazarından hemen her tür kuşu satın almak mümkün. Kâbil Nehri yanında dar ve uzun bir sokağı kaplayan ünlü kuş pazarı Ka-Faruşi’de kuş meraklıları bir araya geliyorlar. Kuş pazarı, yüzlerce kafes içinde dövüş horozu, kanarya, bıldırcın, bülbül, ötücü kuşlar, güvercinler ve çeşitli kuşlarla dolu...
Afganlar, deve, köpek, horoz hatta ayı ve kartal bile dövüştürüyorlarmış. Bıldırcın dövüşleri Peştun kültürünün yüz yıl öteden taşıdığı bir gelenek ve bugün Peştunların önemli hobilerinden biri. Tarihte, Roma İmparatoru Marcus Aurelius’un zamanına, 2000 yıl öncesine dek bıldırcın dövüşlerini görüyoruz. Genelde 2 aylık bir sezonu olan bıldırcın dövüşleri Taliban hakimiyetinde yasaklanmış, ancak 2001’den bu yana tekrar serbest olmuş. Artık yasa dışı olan bahisler... Binlerce Dolarlık Bahisler
Afganistan yolculuklarımızdan birinde, Afgan erkeklerinin pek meraklı olduğu bıldırcın dövüşlerini de izleme şansımız oldu. İlk duyduğumuzda nasıl yani diyerek tebessümle karşıladığımız bıldırcın dövüşlerini, sabahın erken bir saatinde, kapalı ve gizli, özel olarak hazırlanmış bir mekanda dövüşleri izlerken ve bahis oynarken kendinden geçen yüzlerce Afganla izlemek sarsıcı ve unutulmaz bir deneyim oldu hepimiz için. Hangi çağda olduğumuzu bile şaşırdık bir an. Aşağıdan yukarıya doğru yükselen oturma gruplarının çevrelediği bir arenanın ortasında, hakemler ve bıldırcınlarını dövüştürecek olanlar son hazırlıklarını yaparken ve izleyiciler biraz sonra izleyecekleri dövüşleri heyecanla beklerken, binlerce dolara ulaşan yasa dışı bahisler de ateşli bir şekilde toplanıyor. Kurallar ve süreçle ilgili konuşmaların ardından, insanın avucunun içine sığan minicik iki saldırgan erkek bıldırcın, sahipleri tarafından dövüşmek için kışkırtılarak karşı karşıya getiriliyorlar...
Bıldırcınlar ilk bakışta ne kadar kırılgan görünseler de, dövüş başladığında dişe diş, göze göz gagalarıyla, pençeleriyle sıçrayarak, saldırarak ölümüne mücadele ediyorlar. Dövüş genelde birkaç dakika sürüyor, 8 – 10 dakikaya bazen daha fazla bir zamana kadar uzayabiliyor. Bıldırcınlardan biri sahadan kaçınca yenilmiş kabul ediliyor. Kan, revan içinde kalsalar da ölümlerin çok az olduğunu söylüyorlar. Başlar başlamaz salonda büyük bir uğultuya, bağırışa, çağırışa, tezahürata yol açan dövüşte, arenanın seyirci sıralarında coşan, tuttuğu bıldırcını hararetle destekleyen Afganları gözlemlemek de, en az bıldırcınları izlemek kadar heyecan verici hatta ürkütücüydü. Zaman zaman büyük kavgaların koptuğu da söyleniyor...
Her ne kadar otantik bir kültür olsa da, tıpkı insan haklarına aykırı, kadınların giydiği gözleri bile kapatan Burka gibi, hayvan dövüşlerinin de en kısa sürede bu topraklardan komple çıkmasını, kanunlarla yasaklanmasını diliyorum. Talihsiz Afgan halkının, geri kalan dünyayla entegrasyonunu hızlandırmasını ve insan onuruna yakışır şekilde bir yaşama kavuşabilmelerini, çağdaş dünyanın nimetlerinden faydalanabilmelerini de bütün kalbimle diliyorum...