Pandemi, yaşımız kaç olursa olsun hepimizi vurdu. Ama en çok yaraladıkları da bir çocuklar bir de yaşlılar oldu. Çevrim içi dersler, kısıtlanan parklar bahçeler derken çocuklar ayrı bir konu ama biz bugün caddelerin hareketini pencereler ardından mahzun mahzun izleyen 65+ yaşı devirmiş büyüklerimizden bahsedelim. Onlar ne yapıyor, pandemiyle nasıl başa çıkıyor ve hangi saatlerde dışarı çıkabiliyor gelin beraber irdeleyelim.
Pandeminin 65+ Yaşa Ettikleri!
![yaşlılar pandemi]()
Salgının en başından beri biliyoruz ki bu virüs en çok da yaşlıları etkiliyor. Yaş yükseldikçe hastalığın ağır seyretme ve öldürme oranı da maalesef artıyor. Bu yüzden de aşı önceliği onlarındı ve ülkemizdeki bu yaş grubunun pek çoğu da aşılandı.
"Evde kal" sloganlı izole günlerin en çok evde kalanı olan ve kurallar konusunda en titiz davranan 65+ yaş, aşıyla birlikte rahat bir nefes aldı almasına ama dışarıda değil, hala evdeler. Gözüken o ki, dışarıdaki risk azalmadıkça da bir süre böyle yaşamaya devam edecekler.
65+ Yaş için Alınan Pandemi Tedbirleri Neler; Sokağa Çıkma Yasağı Nasıl Uygulanıyor?
![maskeli yaşlı kadın]()
Risk gruplarına göre renkten renge giren 81 ilimizin hepsi için geçerli olan ve devlet ihtar etmese de yasak koymasa da uymamız gereken şeyleri zaten biliyoruz. Bu tedbirlere uymazsak başımıza ne geleceğini de biliyoruz ki bu da pek iç açıcı bir durum değil.
İçişleri Bakanlığı'nın pandemi gidişatına göre şekillendirdiği kısmi kapanma genelgesi dahilinde 65 yaş ve üzerindeki vatandaşlar 10:00 ila 14:00 saatleri arasında dışarı çıkabiliyor ama ulaşım aracı olarak toplu taşımayı kullanamıyordu. Hafta içi ya da hafta sonu yapılacak şehirlerarası seyahatlerde ise 65+ yaş için seyahat izin kurullarına başvurup seyahat belgesi alınması gerekiyordu. Ancak 29 Nisan-17 Mayıs arası uygulanacak tam kapanma kararlarına göre 65+ yaş büyüklerimiz için de karantina kuralları geçerli.
Peki 65+ Yaş 29 Nisan'a Kadar Şehir İçinde Nasıl Gezecek?
![yaşlı adam kampta]()
Siz de benim gibi yaşlı ebeveynleri olan biriyseniz onların güvenli bir ortam kadar motivasyona da ihtiyaç duyduğunu fark etmişsinizdir. Akıp giden zaman ve nice gelip geçen bayramda el öpecek kadar yakınlaşamadığımız ailemizi koruyup kollarken, kapının ardındaki dünyadan tamamen uzak tutmak psikolojik anlamda onlara iyi gelmiyor. Hele de baharla yazla birlikte güzelim havaları dışarıda bırakıp eve bağlanmak ve annemin deyimiyle kazık çakmış gibi bir koltukta oturup kalmak onları gelecek kaygılarıyla baş başa bırakıyor. Sağlıklı ve zinde olanlar eğer araçları da varsa kendi kendilerine gezebiliyorken, bazı yaşlılar da sadece kendi muhitlerine bağımlı kalıyor. Ben de yürümekte güçlü çeken annemle babamı gezdirebilmek için kendimce bir çözüm ürettim ve havalar güzel oldukça da uyguluyorum. Sokağa çıkma saatlerinde onları evden alıyor, çoğu zaman kimselerin olmadığı kırlara, bazen de "yol kenarına çek" dedikleri manzaralara götürüyorum. Eğer haftanın bir gününü onlara ayırabiliyor ve ulaşım anlamında da bir sıkıntı yaşamıyorsanız siz de neden yapmayasınız?
En İzole Yerler Neredeyse Rota da Oralar! Kırlar, Sahiller ve Şehre Olabildiğince Uzaklar!
![doğada yaşlı çift]()
Anne ve babamı daima arka koltuğa oturtuyor ve hem onlar hem de ben mutlaka maskeli yola çıkıyorum. Klima kapalı, camlardan biri de sürekli yarı açık oluyor. Bagajda ise pandemiyle birlikte hayatın vazgeçilmezlerinden olan katlanabilen kamp sandalyeleri her daim hazır ve nazır bizi bekliyor. Rota genellikle sahil şeridi ve götürdüğü yerler oluyor ki benim önerim sahillerin kavuştuğu kavak köyleri! İstanbul'da yaşayanlar için Sarıyer sahil yolunu ve Telli Baba'nın muhteşem manzarasını takip ederek kavuşabileceğiniz bir Rumeli Kavağı var ki değmeyin keyfine! Hele birde sevdikleri ev yapımı yiyecekler ve taze demli bir termos çay eşlik ediyorsa ne mutlu size!
Ama bazen hedeften çok yol çeliyor aklınızı ve boğazdan koca bir gemi geçerken de sağa çekip durabiliyor ya da ormanlık bir yolda kuş sesleri arasına dalıp rotayı aniden değiştirebiliyorsunuz. Maksat pandemiyi bir an da olsa unutmak, unuttukları İstanbul'u bir nebze yaşamak olsun!
Eğer Avrupa yakasında seyrediyorsanız;
Sarıyer'deki Atatürk Arboretumu, Belgrad Ormanı, Emirgan Korusu ve Beşiktaş'taki Yıldız Parkı da favori rotalarım arasında. Bu noktaların her birine araçla giriş mümkün ve otopark konusunda sorun yaşamıyorsunuz.
Asya yakasındaysanız;
İstanbul'un en izole yerlerinin çoğu da bu tarafta. Sahil şeridini takip ettiğinizde hem deniz hem de ormanı bir arada bulabileceğiniz Hıdiv Kasrı'nı tercih edebilir ya da Beykoz istikametinde devam ederek Değirmendere Köyü başta olmak üzere birbirinden güzel köylere doğru yönelebilirsiniz. Riva, Polonezköy, Ağva, Şile gibi birçok izole rota da seçenekleriniz arasında.
Özgür gezebileceğimiz günler dileğiyle…