Osmanlı’ya yıllarca başkentlik yapmış olan Edirne'deki en önemli eserlerden biri de, her yıl binlerce turistin ziyaret ettiği ve şehrin simgesi haline gelen Selimiye Cami'dir. Ciğer sevmeyene ciğer yediren Edirne’nin ünlü tava ciğeri yöresel mutfağının gücünü göstermeye yeter de artar. Müthiş lezzetlere sahip Edirne mutfağı, Osmanlıdan günümüze gelen tarihi eserlerinin yanında yemyeşil doğasıyla keşfedilmeyi bekliyor.
Begonvillerle süslü Arnavut kaldırımlı daracık sokaklarında karşılıklı sıralanan taş evleri, ev sahipliği yaptığı Can Yücel’in evi, mahalle kahvesi, bademli dondurması ve kurabiyeleriyle Eski Datça, hayallerinizin çok ötesinde bir dinlence vadediyor. Ülkemizin cennet köşelerinden biri olan Datça sadece yaz sezonunda değil dört mevsim huzur arayanların ilk tercihleri arasında.
Şehri kuşbakışı görebileceğiniz bir tepede olduğunuzu düşünün. Önünüzde denize doğru uzanmış bir burun, burnun iki yanında korunaklı birer liman görevi gören iki koy ve ana karaya bağlı ve bağımsız adaları gözünüzün önüne getirin. İşte böylesine güzel bir yar Amasra. Eşsiz bir güzelliğe sahip olan ilçe yaklaşık 3000 yıllık geçmiş köklü tarihi, yerel sanatları, ormanlık alanlarıyla birlikte ev sahipliği yaptığı doğal güzellikleriyle görülmeye değer yerlerden biridir. Fotoğraf: Kemal Onur Özman
Gerek genç nüfusunun fazlalığı gerekse de modernliğiyle Eskişehir ‘Tam yaşanacak yer’ dediğimiz illerimizden biri. Sadece 2 günlük hafta sonu tatili için bile tercih edebileceğiniz Eskişehir’de sizin kadar çocuğunuz da çok eğlenecek. Özellikle de hem çocuklara hem de yetişkinlere özel alanlarıyla Eskişehir Büyükşehir Belediyesi Sazova Bilim Kültür Sanat Parkı’nda eğlenceli ve öğretici zaman geçirebilirsiniz. Uğur Mumcu Parkı’nı da göremeden ayrılmamanızı tavsiye ederiz.
Çanakkale’nin bir ilçesi olan Gelibolu, hem yakın tarihi hem de doğal güzellikleriyle öne çıkmaktadır. İlçenin kuruluşunun en az Troya Antik Kenti kadar eskiye dayandığı düşünülmektedir. İstanbul’a yaklaşık 270 km, Ankara’ya ise 510 km, Çanakkale’ye ise 1 saatlik mesafededir. Buraya gelmişken Gelibolu Yarımadası Tarihi Milli Parkı gezilmesi gereken ilk yerlerden biri.
Yemyeşil Karadeniz doğası, tarihi dokusu ve enfes lezzetlere sahip yöresel mutfağıyla Trabzon, ziyaretine gelen misafirlerini adeta büyülüyor. Her sabah güne zinde başlayacağınız mis gibi bol oksijenli havası, leziz mi leziz saf köy tereyağıyla yapılan pidesi ve mıhlamasıyla, rengarenk çiçekleriyle Atatürk Evi'nin, Sümela Manastırı'nın yani kısacası bu aralar Trabzon’a gitmenin tam zamanı.
Fethiye tarihi ve doğal güzellikleriyle sadece yaz aylarında değil baharda da oldukça çekici. Henüz yaz kalabalığının başlamadığı Fethiye’ye gittiğinizde tüm gezilecek yerler, restoranlar, keyifli kafeler, antik kentler size tahsis edilmiş gibi sakin. Tatiliniz boyunca dalış, yamaç paraşütü, jeep safari gibi etkinliklere katılabilirsiniz. 23 Nisan Salı gününe geliyor. Aradaki pazartesiyi de izin alarak 4 günlük harika bir zaman dilimi yaratabilirsiniz kendinize.
Kayseri’yi anlatmaya mutfağından mı başlasak yoksa tarihi dokusundan mı ya da doğal güzelliklerin mi? Tarihi Kayseri Kalesi’nden müzelerine, camilerinden konaklarına zengin bir tarihe sahip olan Kayseri, birbirinden ünlü yemekleriyle her damağa hitap etmektedir. 4 günlük bir tatil yapacaksanız da 2 günü yaklaşık 1 saatlik mesafede bulunan Kapadokya’ya ayırabilirsiniz.
Geçmişten günümüze yaşayan tarihi bir hazine adeta Mudurnu. Özellikle Osmanlıdan kalan tarihi evleri, hanları, hamamları, camileri ve daha nice kültür varlığıyla keşfedilmeyi bekleyen bir hazine. Sadece 2 günün bile yeteceği Mudurnu ziyaretinizde, sadece yarım saatlik mesafedeki; Göynük, Taraklı ve Çubuk Gölü’nü de keşfedebilir, doğayla baş başa huzur dolu zamanlar geçirebilirsiniz.